Karıma Kahvaltıda Böreğin Üstüne Avukat Yarrağı!2

Pasif Denizle yaşadığımız maceredan sonra, karımla yaşamımız geçen hafta Pazar gününe kadar basmakalıp devam etti. Pazar sabahı yataktan saat 10:00 gibi kalktık. Karım, “Bu gün neyapalım?” diye sorunca, “Hayırdır aşkım, ne yapmak istiyorsun?” dedim. “Hadi dışarı çıkalım, kahvaltıyı dışarda yapalım!” dedi. “Tamam!” dedim. Hemen duşumuzu aldık, giyindik, konuttan çıktık, otomobile binip otoparktan parçaladık. Karım, “Börekçiye gidelim!” dedi. Börekçinin önüne park ettiğimde karım, “Sen otomobilde bekle kocacığım, ben börekleri alıp geleyim!” diyerek otomobilden indi. Börekçiye girdikten 10 dakika kadar sonra, elinde birsürü poşetle çıktı. Otomobile bindiğinde sordum, “Hayırdır aşkım bunlar ne böyle? Mübalağa Etmişsin, bu kadar çok böreği kim besin?” dedim. Karım da, “Aşkım Denizin o Avukat dostunun evine gidelim, Deniz de belki ordadır, hem Avukata ogün Denize evinin anahtarını verdiği için teşekkür ederiz, hem hep beraber kahvaltı yaparız!” dedi. Afallamıştım, “Saçmalama aşkım, Avukatı tanımıyoruz dahi, hem belki müsait değildir, konut hali muhakkak olmaz!” dedim.

Fakat karımın usundan neler geçiyor diye merak etmekten de kendimi alamıyordum. Avukatın evinin bulunduğu caddeye girince acaip heyecanlanmıştım. Otomobili park edip elimizde poşetler apartmanın önüne geldik. Apartmanın dış kapısı sarihti, girdik, 4. kata çıktık. Karım zile bastı. Birkaç dakika sonra kapı Denizin Avukat dostu olduğunu varsayım ettiğimiz, üzerinde şortu ve atleti olan ve şortundan sikinin şişkinliği muhakkak olan bir genç erkek tarafından açıldı. Karım, “Günaydın, lütfen yanılgıya bakmayın, Deniz’e bakmıştık, burda mı, yoksa yanlış mı geldik?” diye sordu. Kapıyı açan genç, “Deniz dostum olur da, fakat burda yaşamıyor, şu anda da yok.” dedi. Karım da, “Siz Denizin Avukat arkadaşımısınız?” diye sordu. Genç, “Evet ben Avukat Burak, buyrun, nasıl takviyeci olabilirim?” diye sordu. Karım da, “Hatırlarsanız Deniz geçen hafta sizden konutun anahtarını almıştı…” dedi. Burak, “Evet anımsadım, anımsadım!” dedi. Karım da, “Hah işte, ogün biz Denizle beraber buraya gelmiş, sohbet etmiştik! Şimdi de size o jestinizden dolayı teşekkür etmek için geldik, müsaitmisiniz?” diye sordu.

Burak, “Evet müsaitim, fakat içerde yatan bir dostum var, ismi Sezai, kendisi de Avukattır.” dedi.İçeri girdik. Karım, “Umarım kahvaltı yapmamışsınızdır, sıcak börek almıştık, beraber kahvaltı yaparız.” diyerek elindeki börek poşetlerini salondaki masaya vazgeçti ve montunu çıkarıp asmam için bana verdi. Burak, “Yok, daha kahvaltı yapmadım.” deyince, karım çay koymak için mutfağa yöneldi. Karım mutfakta hiçbir şeyin yerini öğrenmediği için Burağa seslendi. Burak mutfağa gidip karıma çayın şekerin yerlerini gösterdi. Karım çayı ocağa koyup elinde tabak ve çatallarla salona geldiğinde, Burak buzdolabından domates ve salatalık çıkarıp deviriyordu. Karıma kısık sesle, “Nasıl, Burak güzeline gitti mi?” diye sordum. “Şahane, bayıldım, ilik gibi!” dedi. Karım masayı hazırlıyordu, mutfağa gidip geliyordu. Burak doğradığı domates ve salatalıklarla yanıma geldiğinde afallamışlık içindeydi, birşeye anlam veremiyordu…

Çay demlendiğinde masaya geçtik, kahvaltımızı yaparken sohbet ediyoruz. O sırada Sezai uyanmış geldi, tanıştık, onu da kahvaltıya davet ettik. Fakat Sezai gitmesi gerektiğini, geç kaldığını söylüyordu. Ben ayağa kalkıp, “Sanırım bizim suratımızdan gidiyorsunuz, rahatsız ettik sanırım?” dedim.Karım da ısrar etti, “Hadi gitmeyin lütfen kalın, en azından birşeyler yeyin öyle gidersiniz, bakın bu kadar hazırlık yaptım.” diye. Sezai de, “Lütfen siz yapın kahvaltınızı, bana da bir parça börek ayırın, laf, işim bitince geleceğim!” deyip çıktı. Biz yine Burakla başbaşa kalmış, kahvaltımıza ve sohbetimize devam ediyorduk. Burak hoşsohbet birisiydi. Kahvaltımızı tamamladık, masayı hep birlikte topladık, kahve yaptık içiyorduk. Karımla Burak yanyana oturuyorlardı. Kahveler bitti, karım ayağa kalkarak Burağın elini yakaladı ve “Gelsene benimle bir dakika…” dedi. Burak afallamışlıkla ayağa kalktı ve karımla el ele salondan çıktılar. Giderken karım bana, “Aşkım hemen geleceğiz geri!” diyerek göz kırptı. Ben de karıma göz kırptım…

Bir iki dakika sonra geri geldiler ve ikisi de anadan üryandı, fakat burak şaşkınlığını saklayamıyordu. Gözümün önünde ayakta öpüşmeye başladılar. 5-10 dakika ateşli bir biçimde öpüştükten sonra Burak afallamışlığını atarak karımın kalçalarını yoğuruyordu. Karım Burağın boynundan başlayıp bedenine öpücükler kondurarak usulca sopa gibi sikine indi ve yalamaya başladı.Daha sonra Burak karımın omuzlarından yakalayıp ayağa kaldırarak üçlü koltuğa yatırdı, bacaklarını açıp kafasını amına gömdü ve yalamaya başladı. Karımın amını yiyordu resmen. Karım zevkten kıvranıyor, eliyle Burağın başını amına bastırıyordu. Bir ara karımla göz göze gelince, “Engin buraya gelsene!” dedi. “Siz işinize bakın aşkım, ben izlemek istiyorum!” dedim. Ben öyle deyince karım, “İzle pezevenk, iyi izle karının sikilişini!” dedi.

Çok geçmeden karımın inlemeleri arkasıydı ve çığlık çığlığa boşalıyordu. Burak, iyice kıvama gelen karımın amına usulca sikini sokmaya başladığında izlediğim manzara fantastik hoştu. Burak yavaş yavaş pompalayarak sikiyordu karımın amını. 10-15 dakika ağır tempoda siktikten sonra birden süratlenmeye başladı. Muhakkak ki boşalacaktı. Karım elektrik çarpmış gibi titremeye başladı ve “İçime boşalmaaaaaa!” dedi. Burak ta artık kendini yakalayamadı, sikini karımın amından çıkarıp göbeğine boşalmaya başladı. Sonra da karımın üstüne yığıldı kaldı. Bir iki dakika öylece kalıp öpüştüler. Sonra Burak doğruldu ve karımın üzerinden kalktı, elini karıma uzatarak, “Banyoya gidelim hadi!” dedi.Burak banyoya gidince, karım, “Engin gel beni pakle!” dedi. Kalktım karımın taze sikilmiş amını ve göbeğindekileri yalayıp arındım. Sonra karım, “Biz banyodan çıkana kadar kahve yap!” dedi ve Burağın yanına banyoya gitti. Ben de mutfağa kahve yapmaya gittim…

Az sonra banyodan çıktılar salona geçtiler. Ben elimde 3 tane kahve ile salona döndüğümde karım Burağın kucağında yiyişiyorlardı. Onların umurunda değildim, kahvelerini sehpaya vazgeçip karşılarına oturdum. Karım, “Mhhmmmm kahveler hoş kokuyor, sağol kocacığım!” deyip, kahvelerini içmeye başladılar. Burak kahvesini yudumlarken, “Engin şahane bir karın var, çok hoş yalıyor ve sikişiyor. Karını sikmek gerçekten çok zevkli!” dedi. “Öğreniyorum Burakcığım, başkaları da bu tadı alsın diye elimizden geldiğince her fırsatta başkalarıyla sikişiyoruz zati!” dedim. Kahveleri bitince Burak karıma, “Yavrum gün daha yeni başlıyor!” diyerek karımla öpüşmeye başladı. Elleriylede birbirlerini keşfediyorlardı. Sonra yere uzandılar 69 pozisyonu aldılar. Burak karımın amını yalarken, bir yandan da götünü parmaklamaya başladı.Ben de izlerken sikimi dışarı çıkardım oynuyordum. Daha sonra Burak karımı suratı bana dönük biçimde domalttı, arkadan amına girdi ve sikmeye başladı. Burak karımın amına sokup çıkardıkça çıkan ‘Cork Cork’ sesleri beni de zevkten uçuruyordu…

Burak karımın göt deliğine bolca tükürdü, anlaşılan karımın götünü de sikmek istiyordu. Yarrağını amından çıkarıp karımın götüne sürtmeye başladı. Bu esnada karım boşalmıştı ve bana sövüyordu, “Pezevenk! Boynuzlu! Gavat! Karını sikiyorlar sen yalnızca izliyorsun!” diye. Ben de, “Güzeline gitmiyorsa siktirme kaltak, bana ne!” derken, karımdan çıkan ‘Ahhhh!’ sesiyle sustum. Burak karımın götüne yarrağının kafasını sokmuştu. Öyle azıcık bekledi ve yavaş yavaş sokmaya, bu sırada da karımın amıyla oynamaya başladı. Usulca çıkarıp sokarken karımın göt deliği alışmıştı. Burak karımın götünde süratlenmeye başladı. Muhteşem bir mazaraydı. Burak karımı o pozisyonda ne kadar vakit sikti öğrenmiyorum, ama karımın ağzından, “Sen hiç boşalmazmısın?” diye bir laf çıktı. Burak ta, “Geliyorum! Geliyorum!” diye böğürmeye başladı.Boşalması bitince, siki karımın götündeyken yere yığıldılar…

Öyle azıcık kaldılar. Sonra Burak kalktı, karımı da kaldırdı ve beraber banyoya gittiler. Arınılıp geldiler, 5 dakika kadar oturduk. Karım üstünü giyinmeye başlayınca Burak afalladı, “Hayırdır? Nereye?” diye sordu. Karım da, “Biz kaçalım artık, işimiz var!” dedi. Burak, “Olmadı şimdi yaaa!” dedi. Ben de ayağa kalktım ve “Gidelim, gidelim, sonra görüşürüz Burak!” deyip tokalaştık ve antreye çıktık. Kunduralarımızı bağlarken alttan birisinin geldiğini duyduk. Gelen Sezaiydi, bizi kapıda görünce, “Haydaaa, bütün ben geldim siz gidiyorsunuz, oldu mu şimdi? Valla sizin için geldim, siz kaçıyorsunuz?” dedi. Burak arkamızda anadan üryandı, “Evet Sezai, kaçıyorlar, kalmaları için aldatamadım!” dedi. Sezai, “Gitmeyin lütfen, dilenirim kalın ne olur!” dedi. Karım da, “Gitmesek ne olacak Sezai? Sen de mi sikmek istiyorsun beni?” dedi. Sezai utandı, “Hayır yanlış kavradınız, özür dilerim!” dedi. Karım kapıyı kapadı ve Sezainin dudaklarına yapışarak elini Sezainin önüne attı, sikinin kalktığı belliydi.Karım sesini yükseltip, “Eee hadiii! Sok artık!” deyince Sezai domalmış karımın amına arkadan sokarak karımı sikmeye başladı. Biz de Burakla izliyorduk. Sezai takribî 5-6 dakika kadar siktikten sonra karım boşalmıştı, Sezainin önünden çekildi ve dönüp Sezainin sikine 31 sürükletmeye başladı. Sezai inleyerek yere boşalıyordu. Karım Sezaiyi eliyle boşalttıktan sonra derlendi ve bana, “Hadi gidelim kocacığım!” dedi. Sezai bozulmuştu, gözlerinde dilenen bir bakışla karıma, “Ben bu sikişten birşey kavramadım valla, azıcık daha kalsaydınız?” dedi. Karım da Sezainin dudaklarına bir öpücük kondurup, “Beraber kahvaltı yapalım dediğimizde gitmeseydin! Bu sana yeter, hiç yoktan iyidir!” dedi ve konuttan çıktık. Otomobile kadar konuşmadık. Otomobile binince karım sırıtarak, “Kendimi bütün bir orospuymuşum gibi hissettim ve çok zevk aldım!” dedi. Karımı dudaklarından öptüm, “Ben de çok zevk aldım karıcığım, seni çok hoşlanıyorum!” deyip otomobili çalıştırdım ve mutlu bir biçimde konutumuza gittik.

Tüm hürmetimle

.