Dostumun Halasına Yakalanında Onuda Sikmek Zorunda Kaldım

Ramazan Bayramı gelmişti. Arife gün memleketimize gelmiştik. Arife günü zati Ali ile barışmıştık. Bayramın birinci günü bayram namazının ardından Ali’lere gittim. Hatice Teyze’nin elini öperken mantıklı bir bakış attım. “Gel ben de seni öpeyim.” dedi…

Ramazan Bayramı gelmişti. Arife gün memleketimize gelmiştik. Arife günü zati Ali ile barışmıştık. Bayramın birinci günü bayram namazının ardından Ali’lere gittim. Hatice Teyze’nin elini öperken mantıklı bir bakış attım. “Gel ben de seni öpeyim.” dedi ve sarıldık. Yanağımla dudağım arasında bir yere öpücük kondurdu. Kulağıma “Yarrağını çok özledim.” dedi.
Ali ile beraber Ali’lerden çıktık. Annesi konutta yalnız kalmıştı. Ali’yi atlatıp Ali’lere gitmeliydim. Bir kaç akraba ile bayramlaştık’tan sonra “Ali, ben telefonumu sizde unutmuşum. Sen devam et bayramlaşmaya, 2 saat sonra bizde buluşuruz.” dedim. Oysa telefonum cebimdeydi. Aksi bir biçimde “Tamam…” dedi. Hemen Ali’lere döndüm.
Hatice Teyze ortalığı derliyordu. Hemen arkadan yapışıp cetmeye başladım. Sonra suratıma döndürüp dudağına yapıştım. Göğüslerini somurdum azıcık ve amcığıma indim. Hemen kanepeye yatırıp, yarrağımı amcığına yasladığım gibi yarısına kadar soktum. Hatice Teyze çığlık attı ve “Yavaş, görmeyeli iyice azmışsın. Yırtacaksın.” dedi. Sonra bir defa daha ittirip köküne kadar soktum. Yeniden çığlık attı. Süratli bir biçimde Köküne kadar sokup tekerrür sürüklüyordum. Az sonra zil çaldı. Ben boşalamadan derlenmek zorunda kaldık. Çabucak pantolonumun ve kazağımı giydim. Hatice Teyze de alel tez giyindi ama saçı dağınıktı. Toplayacak süre yoktu. Hatice Teyze kapıya giderken, ben kanepeye oturdum. O sırada kilotumu yerde gördüm, kanepenin arda attım.
Kapıdan sesler geliyordu: “Neden kapıyı bu kadar geç açtın.”. Bu Ali’nin halasıydı. Adı Hülya idi. 45 yaşında çirkin bir bayandı. Kocası emekli idi. İçeriye geldi ve beni gördü. “İçerden inleme ve çığlık sesleri gelince ağabeyim var sanmıştım. Meğerse Mehmet ile sikişiyormuşsun.” dedi. İkimiz de şoka girmiştik. “Tamam paniklemeyin. Ağabeyime söylemeyeceğim. Yalnız Mehmet beni de sikeceksin.” dedi.
Hemen yanıma geldi, pantolonumu indirdi. Yarrağımı kalkmış bir biçimde görünce; “Ooo… Hazırmış beyefendi. Yalnız yarrağın Ali’nin yarrağından daha büyük.” dedi. “Neeee!!! Ali’nin yarrağını nereden gördün?” dedi Hatice Teyze. “Yeğenim de beni sikiyor. Buraya Ali ile sikişmek için geldim reelinde. Seni gönderecektim, Ali’yi çağıracaktım.” dedi. Sonra kendisi de soyundu. Göğüsleri azıcık sarkıktı, hafif göbek vardı, azıcık da bacakları selülitliydi. Amcığını yalamamı istedi. İstemeyerek de olsa yalamaya başladım. Amcığı geniş duruyordu.
Bacaklarını omzuma alıp yarrağımı amcığını yasladım. Hafif zorlanmayla yarısına kadar girdi. Tekerrür ittirip köküne kadar soktuğumda “Ağğğhhh…” diyerek acı bir çığlık attı. Daha sonra süratli ve tempolu bir biçimde köküne kadar sokup sürüklüyordum. Zevk çığlıkları atıyordu Hülya Teyze… 10 dakika sonra amcığına boşaldım.
Azıcık dinlendikten sonra Hatice Teyze’yi domaltıp yarrağımı amcığını yasladım. Amcığı ıslandığı ve daha evvel girdiğim için çok zorlanmadan köküne kadar soktum. Hafif bir çığlık attı. Bir taraftan köküne kadar sokup, gitgel yaparken; öbür taraftan o harikulade bedenini ve kocaman göğüslerini okşuyordum. 15-20 dakika sonra ikimiz de aynı anda boşaldık.
Bayramın 3 gününde de ikisiyle sikiştim. Hatice Teyze’ye doyamıyordum. Diyarbakır’a dönmek istemiyordum ama Ali’nin imtihanları devam ediyordu.