Yengemi Götürdüm

Yengemi Götürdüm

Merhaba, adım Osman. 30
yaşındayım. Konya’nın ismini vermek
istemediğim merkeze yakın bir köyünde yaşıyorum. Gelenek
ve göreneklerine çok bağlı, muhafazakâr bir ailem var.
Bayanlarımızın tümü kapalı, başörtülü ve türbanlıdır.
Bir sene evvel amcamın oğlu can verince, onun dul kalan karısı
ile evlenmem için ailem bana baskı yapmaya başladı. Bizim
geleneklerde bir bayan genç yaşta dul kalırsa, hele de çocuklu
bir bayansa, aile içinden bir erkekle evlendirilir. Bayanın
gözünün dışarda olmaması, bayana başka erkeklerin
musallat olmaması içindir bu. Aileyi ve çocukları gözetmek içindir bir
de. Ailemin bu kararına, ben devamlı olmaz desem de, sonunda babam
evlenmezsem beni evlatlıktan ve mirasından
reddedeceğini söyledi. Ben de zorunlu olarak kabul ettim. Oysa sevdiğim
başka bir kız vardı ve bu yaşananlar neticeyi beni terk etti.

Amcaoğlunun ani büyüyen hastalığı onu bizden
ayırdı. Amcaoğlu can vermeden evvel babama ve amcama, “Karıma,
çocuklarıma sahip çıkın!” diye istekte bulunmuştu.

Babam ve amcam onun bu son isteğini kesin olarak
yerine getirmek istiyordu. Yengemle aramızda evvel imam nikâhı
kıyılacaktı. Yengem iki kız çocuk annesi bir bayan. 39
yaşında, kara kalın kaşlı, hafif kilolu, orta
boyludur. Pek hoş değildir. İki kızı var, 20 ve 16
yaşlarında. Yengemle ki ben ona hep ‘Yenge!’ tasam
amcaoğlunun konutluluğu süresince ilişkimiz son derece fotoğrafıydı. Ama
bazen ona dikkatle baktığım da olurdu. Giydiği eteklerin,
bluzların altında belirli olan kalçaları, götü ve memeleri beni
azdırırdı. Bizden birkaç cadde ötede minik bir gecekonduda
oturuyorlardı. Ama bizim konuta sık sık gelip giderdi.

Yengemle evleneceğim netleştikten sonra, bazı akşamlar
aldığım birkaç öteberiyi vazgeçmek için
kapısını çalıyordum. Yeniden böyle bir akşam
kapısını çalıp, aldığım birkaç parça yiyeceği
vazgeçmek istedim. Kapıyı yengem açtı. Elimdekileri
mutfağa vazgeçmek için içeri geçtim. Bana, “Sana da böyle zahmet
oluyor, devamlı bir şeyler getiriyorsun!” dedi. “Ne zahmeti!” dedim. Bana,
çay yaptığını, birlikte içmemizi öneri etti.Banyoya geçip elimi yıkamak istedim.
Ellerimi devirirken kenarda duran lekeli sepetinin kapağının
altından bir şeyin sarktığını gördüm. Merak
ettim. Kapağı kaldırınca lekeli çamaşırların
üzerinde, yengemin krem renkli sutyenini gördüm. Koca memeleri için bunu
giyiyordu demek ki. Sutyeni burnuma götürüp kokladım. Memelerinin ucu
sutyende iz yapmıştı ve belirli oluyordu. Sutyenin altında
kırmızı renkli, kenarları dantelli bir külot vardı.
Bunu da elime aldım. Kokladım. Ter, sabun, sidik ve am kokuları
birbirine karışmıştı. Külotun üzerinde birkaç kıl
vardı. Bunlar yengemin amının kıllarıydı sanırım.

Bu küçük külot yengemin koca götünün anca yarısını
kapatırdı. Benim kapalı, türbanlı yengemin böyle dantelli, işlemeli
külotlar, sutyenler giydiğini öğrenmiyordum. Yarağımı
çıkardım ve külotunu sikime sürtmeye başladım. Sutyeni de
ağzıma götürmüş, meme ucunun izini yalıyor, öpüyordum.
Fantastik zevk alıyordum o sırada. Kısa bir vakit sonra
boşalacağımı kavradım ve kendime mani olmaya çalıştım,
ama beyhude. Büyük bir hışımla yengemin külotuna
boşalmıştım.Şimdi bu küçük
kırmızı külot benim yapış yapış döllerimle
kaplanmıştı. Sarihçesi ne yapacağımı
bilemedim, ama yapacak da bir şey yoktu. Neticede yengem benim karım
olacaktı ve beni kavrayacağını sanıyordum. Hem belki
çamaşırları aygıta atacağı için fark
etmeyeceğini düşündüm. Külot ve sutyeni tekerrür sepete attım.

Odaya geçtim. Yengem mutfaktan demliklerle birlikte geldi. Sehpanın
üzerinde kadehler ve bir tabak bisküvi vardı. Demlikleri yere koydu.
Bardakları sıcak suyla çalkalayıp çayları doldururken tam
önümde eğilmişti. Artta belirli olan koca götünden gözlerimi
alamıyordum. İçeriye girdiğim süre üzerindeki uzun kollu ince
kazağını çıkarmıştı. Gömleğinin üst
düğmelerini kapatmamıştı ve başındaki
türbanı ile gömleği arasından pamuk gibi beyaz koynu
görünüyordu. Eğildiği zaman memelerinin çatalı belirli oluyordu.
Üzerinde uzun ve bol bir eteği vardı, gömlek üzerine dar geliyordu.
Memeleri dar gömleğin altından dışarı
fırlayacakmış gibiydi. Çayları doldurduktan sonra havadan
sudan konuşmaya başladık.Yengem bana karşı utangaç ve
saygılı davranıyordu.

Bu hadiseden kısa vakit sonra bir akşam konutta aile içinde minik bir tören
yaptık. Nikâhımız kıyıldı. Daha sonra
kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oturduk. Bayanlar alt kata yengemin
dairesine indiler. Daha evvel orada kiracımız vardı, ama ben yengemle
evleneceğim için kıracıyı çıkardık. Konutta tadilat
yapıp, yeni eşyalar aldık. Bundan sonra alt katta yengemle
birlikte oturacaktık. Gecekondudan çıkarmıştık onu.

İlerleyen saatlerde konuklar gidince, babam, “Hadi oğlum,
alt in, bekletme karını!” dedi. Sonra da adet yerini
bulsun diye sırtıma bir yumruk indirdi. Annem ve yengemin kızları
da o sırada yukarıya gelmişlerdi. Annem de babam gibi, “Hadi
oğlum, bekletme karını!” dedi, sonra da kulağıma,
“İyi dölle şu karıyı da, ailemize bir erkek torun versin!”
dedi. Bunu dinleyince istemeden sikimin sertleştiğini hissettim. Evet,
azıcıktan yengemi sikip dölleyecektim. O esnada yengemin büyük kızı Özge
bana bakıyordu devamlı. Azıcıktan annesini sikecektim. Özge’nin
dudaklarını ısırdığını gördüm.Özge dolgun hatlı,
orta boylu, hoş bir kızdı. Giydiği mavi elbisesinin
altında büyük ve dik memeleri belirli oluyordu.

Alt indim, yengem oturma odasında oturuyordu. Mor
elbisesi bedenini sarmıştı ve hatlarını belirli
ediyordu. Başında da yeniden mor renkli parlak türbanı vardı.
Beni görünce azıcık heyecanlandı. Yanına oturdum. Eline geçen
akşam kına yakmışlardı. Bana değil yere
bakıyordu. Ona, “Sen bana amcaoğlunun itimadısın! Bunu nasıl
kabul ettiğimi ben de öğrenmiyorum!” deyince, bana bakmadan, “Töremiz
böyle!” dedi. O her şeyi baştan kabul etmişti. Ben suskun
kaldım. Ardından elini yakaladım, ayağa kalktım ve onu da
kaldırıp içeriye, yatak odasına götürdüm.

Çok heyecanlandı, ellerine titrediğini seziyordum. Odaya girince
kapıyı kapadım. Bana, “Ben hazırlanayım, istersen sen
dışarı çık!” dedi. Onu kırmak istemedim.
Dışarı çıktım. Beş dakika kadar sonra
kapıyı tıklatıp, “İçeri geleyim mi?” diye sordum.
“Evet!” dediğini dinleyince usulca kapıyı açıp içeri
girdim. Işığı söndürmüştü ve içerisi
karanlıktı.Bunun
üzerine kapıyı açıp içerdeki banyonun lambasını
yaktım. Şimdi içeriye loş bir ışık vuruyordu.
Üzerimdekileri tek tek çıkardım ve tamamen üryan kaldım.
Yorganı kaldırıp yatağa girdim.

Kolum yengemin bedenine dokununca irkildi. Üzerine gecelik
giymişti. Usulca yan döndüm ve onu yanaklarından öpmeye
başladım. Ellerimi de vücudunu dolaştırıyordum. Elimi geceliğinin
içinden sokup kalçalarını avuçladım. Etli kalçalarına
dokunan elim onu azıcık ürpertti sanırım. Kalçaları pürüzsüzdü.
Bakımlı bir bayan olduğu belirliydi. Geceliğinin içine
külot giymemişti. Elimle götünü okşamaya başladım. Göt
yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum. Elimi amına
atınca, “Iıhh!” diye bir ses çıkardı. Amını
okşamaya başladım. Amı pak ve kılsızdı.
Ona, “Ağda mı yaptın?” diye sorunca, “Bu sabah arındım!” dedi.

Am dudakları etli ve büyüktü. Onları parmak uçlarımla
sıkıyordum. Amının içine orta parmağımı
sokup çıkarmaya başladım. Yengem hiç tepki vermiyordu. Ama
amının sulandığını anladım. Amının
içindeki parmağım ve elim su içinde kalmıştı.
Diğer elimi de geceliğinin yakasından içeri soktum ve sutyensiz
memelerini avuçlayıp sıkmaya başladım.Memeleri büyük ve dolgundu, ama çocuk doğurduğundan,
bir de yaşından dolayı sarkmışlardı. Meme
uçlarını sıkıyor, dudaklarımla emiyordum. Ben minik
minik ısırıklar atarken, yengemin hafif hafif inlediğini
duyuyordum. Artık sabredecek halim kalmamıştı,
“Bacaklarını aç!” dedim suskunca. Yengem belini havaya
kaldırıp geceliğini yukarıya sıyırdı. Ben de
doğrulup sarih bacaklarının arasında yerimi aldım.
Yorganı üzerimden atınca, altımda geceliği beline kadar
sıyrılmış ve bacakları iki yana sarih yengemi gördüm.

Yarağıma bakıyordu o esnada. Yarağım kazık gibi
olmuş ve havaya doğru tüm haşmetiyle kalkmıştı.
Dizlerimin üzerinde eğildim. Derken yarağımın kafası
yavaş yavaş amından içeri doğru girmeye
başlamıştı. Bu sırada yengemden,“Iığğh!”
diye hafif bir inleme geldi. Yarağım amına girdikten sonra, evvel
yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladım. Ayaklarımla
yataktan yardım almış, onu misyoner pozisyonunda sikiyordum. Yengemden
hiç ses çıkmıyor, kollarını iki yanına
uzatmış öylece uyuyordu altımda.Saçlarından hafif
bir parfüm kokusu geliyordu. Memelerini emiyor, uçlarını hafif hafif
ısırıyordum.

Daha sonra süratlenmeye ve daha çok sokmaya başladım. Yengemin
üzerinde gidip gelip, zevkten iniltiler çıkarırken, o yalnızca
altımda uyuyordu. Karyola gıcırdamaya
başlamıştı. Karyolayı nikâhtan evvel beğenip
almıştım. Pirinçten yapılma hoş bir karyolaydı. Amı
amcaoğlu tarafından senelerdir sikildiği için ve çocuk
doğurduğundan genişlemişti. İçine girip çıkarken
zorlanmıyordum. Amının içi kaygan ve sıcaktı.

Yengemin suskun kalması beni daha da azdırmış ve
sinirlendirmişti. Acaba yarağım ona minik mi gelmişti? Zevk
almıyor muydu? Kafamda bu cinsli sualler varken daha da
hızlanmıştım ve şimdi karyola gacır gucur sesler
çıkarıyordu. Amından çıktım. Onu belinden yakalayıp azıcık
daha geriye kaydırdım. Bacaklarını kaldırıp
havaya dikince amı belirdi. Elimle yarağımı amına
hizaladım ve yavaş yavaş tekerrür içine girdim. İki yana
açtığım bacaklarını omzuma koydum ve bu biçimde
daha şiddetle sikmeye başladım.Yengemden yavaş yavaş “Aah, aah!”
diye sesler gelmeye başlamıştı. Yatağın
çıkardığı sesler daha şiddetliydi bu sefer.
Yukarıda annemle babamın yatak odası vardı. Onların
yataktan çıkan sesleri dinliyor olabileceklerini düşündüm.

Bu kere bacaklarını tekerrür ayırdım ve “Bacaklarını
iyice ayır, yakala onları!” dedim. Yengem dediğimi yaparak
bacaklarını iki yana iyice açtı ve alttan kalçalarını
tuttu. Yatak başından tutarak efor aldım ve var eforumla öne
doğru bastırınca, yarağımın taşaklarıma
kadar amına girdiğine hissettim. Yengemden çığlık atar
gibi, “Ahh!” sesleri gelmeye başlamıştı. Yatak
başından aldığım eforla hayvan gibi sikiyordum onu.
Memeleri sağa sola, ileri geri sallanıp duruyordu.
Fantastik zevk alıyordum. Her seferinde daha büyük bir eforla amına
soktukça, “Nasıl? Böyle iyi mi? Ha? Söyle bana, kocan hiç sikti mi seni
böyle? Hadi söyle!” deyip duruyordum. Yengemden ise yalnızca şiddetli,
“Ahh!” sesleri geliyordu.

Odanın içi, yatağın gıcırdaması, yengemin, ‘Aah
aah’ sesleri, taşaklarımın kasıklarına çarptıkça
çıkan ‘Şlap şlap’ sesleri ile dolmuştu.Onu hayvan gibi sikerken altımda iki büklüm olmuştu.
Amından çıktım ve birşey demesine fırsat vermeden yüz
üstü çevirdim. Dizlerinin üzerinde doğrulmasını istedim.
Elleriyle yatak başından tutarak yardım aldı ve dizlerinin
üzerinde domaldı. Artta yerimi aldım.

Göt yanaklarını iki yana iyice açınca oldukça kıllı ve
bir çukur gibi duran göt deliği belirdi. Başparmağımla
deliğine bastırdım. Parmağım vıcık
vıcık ter içinde kaldı. Sert kılları
hissetmiştim. Başını ve belini iyice eğmesini
söyledim. Bacaklarını ayırdım. Yarağımı
tekerrür amına soktum. Belinden sıkıca tuttum ve gitgide
süratlenmeye başladım. Yengem yeniden, “Ahh, ahh!” sesleri
çıkarmaya başlamış, yatak da az evvelki gibi sallanmaya ve
gıcırdamaya başlamıştı. Kalçalarına çarpan
kasıklarımdan çıkan sesler odanın içinde yankılanıyordu.

Yengem yatak başından sıkıca yakalamış acı içinde
inlerken, ben boşalacağımı kavradım. Daha
süratli ve daha sert sikmeye başladım. Yengem
aldığı yarak darbeleriyle, “Imm, ahh, ohhh, ığhh!”
diye inlerken elimi saçına attım ve uzun saçlarını elime
doladım.Boşalmama
birkaç saniye kalmışken daha süratli ve daha sert pompalamaya
başladım. Ve sonunda zevk dalgası tüm bedenimi sardı.
Elektrik çarpmış gibi oldum. Tüm döllerimi amına
akıttım. Fantastik bir zevk almıştım. Daha
evvel hep para karşılığı bayanlarla birlikte
olmuştum. Kısa vakit içinde bayanı sikip
boşalıyordum. Ama şimdi benim bir karım vardı ve onu
nasıl istersem sikebiliyordum. Bir vakit daha amına sokup çıkarmaya
devam ettim. Yatağın gıcırdamaları eksildi. Derken
yavaş yavaş amından çıktım. Odadan çıkıp
banyoya geçtim…

Yarağımın üzerinin döllerim ve yengemin amının akışkanları ile
kaplandığını gördüm. Tuvalet kâğıdı ile
yarağımı iyice sildim. İçeri geçtim ve
ışığı yaktım. Yengem yatağın
kenarında oturuyordu. Ufalamış bir haldeydi. Ter
içinde kalmış, saçları dağılmıştı.
Geceliğinin sarih yakasından memelerinin üst kısmı,
altında bir araya gelmiş geceliğinin kenarından beyaz
kalçaları görünüyordu. Hiçbir şey demeden yere bakıyordu.
Yanına gittim. Yarağımın kalkıklığı
henüz geçmemiş, ona doğru uzanıyordu.Ona, “Bak
sevgilim, az evvel bu yarağı yedin!” dedim. Yarağım
damarlarının içine dolan kanla kıpkırmızı bir
haldeydi. Elini yakalayıp yarağıma değdirdim. Sürüklemek istedi ama
mani oldum, “Yakala onu, korkma!” dedim. Elimi çekince yengem minik elleriyle
yarağımı okşamaya başladı. Ona, “Zevk aldın
mı bebeğim?” diye sorunca suskun kaldı. Tekerrür sorunca
kızarmış bir suratla bana bakıp, başını ‘Evet’
anlamında salladı. O anda dünyalar benim olmuştu.

Bir vakit bu biçimde okşayınca yarağım yeniden
sertleşmeye ve kalkmaya başlamıştı. Onu elinden yakalayıp
kaldırdım ve içeriye salona götürdüm. Yatak odası ve banyonun
ışığı salona vuruyordu. Ortadaki masaya
domalttım. Elleriyle masanın kenarlarından sıkıca
tutuyordu. Bacaklarını açmasını söyledim. Ardından
götünün yanaklarını iyice ayırınca alttan beliren
amına yavaş yavaş girdim. Gitgide süratlenmeye ve daha sert
abanmaya başladım. Masa az evvel yatağın
çıkardığına eş sesler çıkarmaya başladı.
Masanın üzeri henüz bir araya gelmemişti. Üzerinde
kadınlardan çoğala kalan kadehler, tabaklar, çatal ve kaşıklar
vardı.Masanın karşısındaki duvarda büyük bir ayna
vardı ve kendimizi görebiliyorduk. Suratından zevk aldığı
belirli oluyordu. Gözlerini kapatmış bir halde kısık sesle
inliyor, süratli süratli soluk alıp veriyordu. Büyük
memeleri çılgın gibi sallanıyordu devamlı. Aynadaki görüntü beni daha da
azdırmıştı ve süratlendikçe hızlandım.
Abandıkça bastırdım. Masanın üstündeki tabak çanaklar birbirine
vuruyor, titrerken sesler çıkarıyordu. Derken kenarda duran bir
tabakla içindeki kadehin üryan parke tabana düşüp
kırılma sesi geldi. Ama ben aynı biçimde onu sikmeye devam
ediyordum. Yengem bir ara paniğe kapılır gibi oldu. Ama daha
sonra az evvelki gibi yüksek sesle, “Ahh, ahh!” diye sesler çıkarmaya
başlamış, kendini yarağıma doğru gerisin geri
iter olmuştu. Götünü sağa sola oynatarak yarağıma
bastırıyordu. Yarağım taşaklarıma kadar amındaydı
yeniden. Aldığım zevki tarif edemiyorum. Birkaç dakika bu
biçimde devam ettik. Boşalacağımı anlayınca
aniden amından çıktım. Hemen boşalmak istemiyordum çünkü.

Yengem aniden amından çıktığım için
şaşırmış gibiydi.Koltuğun üzerinde iki büklüm oldu,
dediğim gibi yapınca götü havaya dikildi ve amı iyice belirli oldu
ve ortaya çıktı. Şimdi banyonun ışığı
tam üzerimize geliyordu. Yengemin etli am dudaklarının
arasındaki sulu deliğine yarağımı tek hücumda soktum.
Amının içi sıcacıktı ve iyice
ıslandığı için girip çıkarken zorlanmıyordum.

Ayaklarımı geriye attım ve koltuğun kenarlarından
tutarak şınav sürükler gibi yengemin amına girip çıkmaya
başladım. Bu pozisyonda ağır ağır hareket ediyor,
yarağımı amının en derinlerine kadar sokuyor ve
çıkarıyordum. Üzerinde eğilip kalkıyor, eğildiğim
zaman yarağım amının derinliklerine girerken,
dudaklarını öpüyor, emiyordum. Yengem, “Imm, ığhh!” diyerek
inliyor, gözleri kapalı halde dudaklarını emiyordu. Yavaş
yavaş süratlenmeye başladım. Koltuk, yengemin
ağırlığı ve benim bastırmalarım sebebiyle yerinde
oynamaya başlamıştı. Parke tabanın üzerinde takır
tukur sallandıkça konutun içinde yankılanıyordu sesler.

Kısa bir vakit için amından çıktım ve dizlerimi iyice
bükerek yarağımı tekerrür amına soktum.Yengem koltuğun
üzerinde iki büklüm, bacaklarını havaya dikmiş haldeydi.
Koltuğun kenarlarından sıkıca yakalayan kollarıma tutundu
ve bacaklarını omzuma koydu. Yorulduğu belirliydi. Ben daha
süratli ve daha eforlu biçimde sikerken devamlı, “Ahh, ımm, ohh,
ahh!” diye diye söyleniyor, omzuma koyduğu bacakları yaylanıp
sallanıyordu. Bu pozisyonda koltuğun çıkardığı
sesler de artmış, koltuk geriye doğru hareket etmeye
başlamıştı. Koltuğun ayakları tabana
şiddetle çarptıkça çıkan seslere yengemin inlemeleri ve
kasıklarımın kalçalarına çarptıkça çıkan sesler
karışıyordu.

Sonunda tüm eforum tükenmişti, bedenimi yeniden elektrik çarpmış gibi oldu ve döllerimi amına akıttım. Bir vakit daha amında

gidip geldim. Yarağımı çıkarınca üzerinin ilk
seferdeki gibi döllerim ve yengemin amının akışkanları
ile kaplandığını gördüm. Döllerim amından
kasıklarına ve koltuğa akıyordu. Onu tutarak ayağa
kaldırdım. Beli yakalanmış gibiydi ve, “Aay, ahh!” diyerek belini
tutuyordu. Onu koltuğa oturttum. Daha sonra banyoya girdim ve duşu
açtım.Sıcak su bizi kendimize getirmişti. Karı
koca birbirimizi hoşça yıkadık.

Banyodan sonra kurulandık ve birlikte yatağa girdik. Yengem geceliğini,
ben de külotumu giymiştim. Ona, “Zevk aldın mı?” diye sorunca
çok utandı. Üsteleyince, “Evet!” dedi. Sonra o da bana, “Sen aldın
mı?” diye sordu. “Hem de çok!” dedim, onu alnından öptüm. Birbirimize
sarıldık. O sırada yengem, “Birşey soracağım, ama
doğru yanıt ver!” dedi. “Ne soracaksın, sor!” dedim. Benden devamlı
gerçeği söylemem için söz vermemi istiyordu. Sonunda, “Tamam, laf, hadi
sor!” dedim. Bana, “O akşam geldiğinde banyoda külotuma
boşalmışsın…” dedi. Bunu söylerken kıkır
kıkır gülüyordu. Ben bunu unutmuştum, “Çok mu utandın?”
diye sordum. “Yoo, niçin utanayım ki? Sen benim kocamsın neticede! Beni
çok mu istemiştin o akşam?” dedi. “Evet, niçin sordun şimdi bunu?”
dedim. Suratında tebessümme vardı, “Biliyormusun, ben de seni çok istemiştim!” dedi.
Birbirimize sarıldık ve yattık…

.